Kevser Suresi, Mekke'de indirilen ve üç ayetten oluşan bir suredir. Peygamber Efendimiz'e ihsan olunan Kevser nimetini bildirdiği için bu isimle anılmaktadır.

İnna a'taynâke'l-kevser.

Meali: (Ey Muhammed!) Doğrusu sana pek çok nimet vermişizdir.

Fesalli li-rabbike venhar.

Meali: Öyleyse Rabbin için namaz kıl, kurban kes.

İnne şânieke huve'l-ebter.

Meali: Doğrusu sana kin tutan, soyu kesik olanın ta kendisidir.

108/1: Ey Resulüm! Kuşkusuz biz sana Kevser'i verdik. Seni birçok hayra kavuşturduk, senin adını yücelttik. (Kevser, alimlerin çoğuna göre cennette bir ırmak veya havuzdur. Onun vasfı hakkında deniliyor ki: Suyu baldan tatlı, sütten beyaz, kardan soğuktur. Kaymaktan yumuşaktır. Ondan bir kere içen bir daha susuzluk nedir bilmez, onu ancak mutluluk ve zevk için içmeye devam eder. O güzel havuzun kenarı zebercettendir. Bardakları gümüşten olup, gökteki yıldızlardan çoktur.)

108/2: Ey Resulüm! Sen bu nimetleri ve ilahi lütufları sana ihsan buyurmuş olan Rabbin için namaz kılarak ve kurban keserek şükür görevini yerine getir. Keseceğin kurbanın etinden muhtaç olanlara yardımda bulun.

108/3: Ey insanların en faziletlisi! Muhakkak ki sana kin besleyen, nefret eden, sana "ebter" (soyu kesik) diyen kimse, işte asıl ebter olan, dünyevi ve uhrevi hayırdan mahrum kalmış olan o kimsedir. Senin yüce zatın her türlü hayra mazhar olmuştur. Senin soyun devam edecektir. Senin faziletin kıyamete kadar dünyaya şeref verecektir.

Kevser Suresi'nin iniş sebebi hakkında şöyle denilmektedir: Peygamber Efendimiz'in muhterem oğlu Hz. Kasım'ın vefatının ardından, As ibn-i Vail dedi ki, Hz. Muhammed Mustafa'nın soyu artık kesildi. "Ebter" (anılmaktan mahrum) kaldı. O ve diğer müşrikler, erkek evlat sahibi olmamayı bir kusur sayarak, bununla insanları Peygamber Efendimiz'e tabi olmaktan alıkoymaya çalışıyorlardı. İşte bu kafirlerin batıl düşüncelerini reddetmek için Kevser Suresi indirilmiştir. Kısa bir sure olmasına rağmen pek çok gerçeğe işaret etmektedir. Peygamber Efendimiz'in ilahi koruma altında olduğunu ve birçok nimete eriştiğini beyan etmektedir. Ona tabi olanların kurtuluş ve selamete kavuşacaklarını, karşı gelenlerin ise Allah'ın gazabına uğrayacaklarını ifade etmektedir.